#ABD #Amerika #Asya #Avrupa #Avrupa Birliği #Çin #Düşünce #Ekonomi #Genel #Güvenlik #Jeopolitik #Rusya #Siyaset #Tema

25. Çin–Avrupa Zirvesi: Aralarındaki anlaşmazlıklar giderildi mi?

25. Çin–Avrupa Zirvesi Aralarındaki anlaşmazlıklar giderildi mi

24 Temmuz 2025’te Pekin’de Çin ile Avrupa arasında ilişkilerinin 50. yıldönümü vesilesiyle bir zirve düzenlendi. Zirveyi açan Çin Devlet Başkanı Şi, Avrupalılara sert bir mesaj vererek şunları söyledi: “Çin, Avrupa’nın karşı karşıya olduğu mevcut zorlukların kaynağı değildir… Çin ile Avrupa Birliği arasında çıkar çatışması yoktur ve temel jeopolitik anlaşmazlık bulunmamaktadır.” Bu sözler, iki taraf arasındaki anlaşmazlıkların derinliğini ortaya koyuyordu. Bu nedenle onlara şu çağrıda bulundu: “Uluslararası durum ne kadar tehlikeli ve karmaşık hâle gelirse, Çinli ve Avrupalı liderlerin iletişimi artırması, karşılıklı güveni pekiştirmesi, işbirliğini derinleştirmesi… ileri görüşlülük, kararlılık göstermesi ve halkın beklentilerini karşılayan, tarihin sınamasına dayanabilecek doğru stratejik tercihi yapması gerekir.”

Avrupa liderleri ise Çin ile olan görüş ayrılıklarını ortaya koydu. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen şunları söyledi: “Çin ve Avrupa’nın, birbirlerinin endişelerini kabul etmesi ve somut çözümler sunması esastır… İşbirliğimiz derinleştikçe dengesizlikler de derinleşti… Öncelikli hedefimiz ikili ilişkilerimizde dengeyi yeniden tesis etmektir.” Avrupa Konseyi Başkanı Costa ise, “Avrupa Birliği, ticaret ve ekonomi konularında somut ilerleme görmek istiyor” dedi.

Dolayısıyla taraflar arasında derin anlaşmazlıklar vardır ve bu zirve de bunları çözmemiştir. Bunun en açık göstergesi, başta iki gün olarak planlanmasına rağmen Çin’in sürpriz bir şekilde zirveyi bir günle sınırladığını açıklamasıydı. Ayrıca Şi, Avrupa’nın kendisini Brüksel’de ağırlama ve zirveyi orada yapma davetini önceden reddetmiş, Avrupa ise Pekin’de yapılmasını kabul ederek buna razı olmuştu. Bu durum, Avrupa’nın Çin ile ilişkilerini geliştirme konusundaki acil ihtiyacını ortaya koymaktadır. Öte yandan Şi, geçtiğimiz Mayıs ayında Rusya’yı ziyaret ederek II. Dünya Savaşı Zafer Günü kutlamalarına katılmış ve Çin’in Ukrayna’da Batı ile savaşında Rusya’yı desteklediği mesajını vermişti. Nitekim Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, bu durumu 3 Temmuz 2025’te Brüksel’de bu zirveye hazırlık amacıyla görüştüğü Avrupa dış politika temsilcisi Kaja Kallas’a açıkça söylemişti: “Çin, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı kaybetmesini istemiyor.”

Rusya’nın savaşta zafer kazanması, Çin’in Batı karşısındaki konumunu güçlendirir ve Tayvan’ı ilhak etme yönünde cesaretlendirir. Ancak bu durum Avrupa açısından hayati bir meseledir; zira Rusya, Doğu Ukrayna’yı işgal etme tehdidinde bulunmakta, kazanması hâlinde ise Kaliningrad’ı çevreleyen Baltık Cumhuriyetlerini ve ardından stratejisi gereği Polonya’yı işgal etme hevesine kapılabilecektir. Rusya Devlet Başkanı Putin, Berlin Duvarı’nın yıkılmasını ve Doğu Avrupa’dan çekilmelerini kabul etmelerinin bir Amerikan hilesi ve tarihî bir hata olduğunu itiraf etmiştir. Sovyet lideri Stalin’in de söylediği gibi, “Polonya, Batı’ya karşı ilk savunma hattıdır.”

Ukrayna savaşı ise, ABD’nin 2022 yılında kendi adamı Zelenski’yi Rusya’yı tahrik edecek şekilde hareket etmeye yönlendirerek Ukrayna’yı işgale sevk etmesiyle patlak vermişti. Bu sayede ABD, Rusya ile Avrupa arasına bir çatlak sokmuş, ikisini de yıpratarak birbirlerine karşı güçlerini tüketmelerini sağlamış, ayrıca aralarındaki yakınlaşmayı engelleyerek Çin ile olan ilişkilerini de zayıflatmayı amaçlamıştı.

Çin’in AB nezdindeki büyükelçisi Cai Run, Avrupa’yı “işbirliği ortağı, ekonomik rakip ve sistematik hasım” olarak tanımladı. Bunun, “yeşil, turuncu ve kırmızı ışığın yandığı bir trafik lambasına” benzediğini, ancak bunun sadece trafiği düzenlemekle kalmayıp aynı zamanda zorluk ve engeller de yarattığını söyledi. Çin, Avrupa ile ortaklık bulunmasına rağmen arada rekabet ve düşmanlık olduğunu bildiği için ona karşı daima temkinli davranmaktadır.

Avrupa ise, ABD’nin Avrupa ürünlerine gümrük tarifelerini artırması ve Avrupa ekonomisinin esnekliği açısından son derece önemli olan tedarik zincirlerini sekteye uğratması nedeniyle, Çin ile ticari ilişkilerini güçlendirmeye ihtiyaç duymaktadır.

Çin, Avrupa Birliği’nin en büyük ithalat kaynağı, üçüncü en büyük ihracat pazarı ve şirketleri için büyük bir alan konumundadır. Ayrıca nadir metaller ve pillerin %43,8’ini, güneş panellerinin %97’sini, ilaçlarda kullanılan etkin maddelerin yanı sıra pek çok ürünün kaynağını sağlamaktadır. Dolayısıyla Avrupa sanayisinin temelini etkileyen bir güçtür.

Fransız Le Monde gazetesi 26 Temmuz 2025’te şu değerlendirmeyi yaptı: “ABD’nin gümrük tarifeleri konusundaki sert politikaları karşısında Avrupa çıkış yolu bulmakta zorlanıyor. ABD, Avrupa’nın Çin’e karşı durmasını umuyor, ancak Çin ile ticaretine önem veren Almanya gibi bazı AB ülkelerinin tutumu Amerika’yı memnun etmiyor ve bu ülkeler Çin ile düşmanlığa girmek istemiyor.” ABD, Avrupa ile Çin arasında bir çatlak oluşturarak her iki gücü de kendisine rakip olmaktan zayıflatmaya çalışmaktadır.

Gazete şu değerlendirmeyi yaptı: “Zirve, Çin’in ne kadar güçlü olduğunu ve yaşlı kıta ile Çin’i birbirinden ayıran ticari ve diplomatik alanlardaki derin anlaşmazlıkların boyutunu ortaya koydu. Von der Leyen, ziyaretinde bizzat fark etmiş olabilir ki, ‘Çin’de yeni bir dünya ortaya çıkmış: Yeni otomobillerin çoğu elektrikli veya hibrit, yeni markalar, artık eşsiz bir hâle gelen sanayi tecrübesi.’ Von der Leyen, ‘İlişkiler açık bir dönüm noktasına gelmiş durumda, fakat Avrupa Birliği’nin bu sorunları çözmeye dair elinde bir başlangıç işareti bile yok’ diyerek bunu kabul etti.”

Gazete şöyle devam etti: “Zirve, sağırların diyaloğuna dönüştü; üzerinde mutabakata varılması beklenen iklim konusunda bile uzlaşma sağlanamadı. Ortak bir bildiri hazırlamak için büyük çaba harcanması gerekti; zira anlaşmazlıklar açıkça ortaya çıktı. Ticaret alanında ise, Avrupa’nın Çin ile ticaret açığı on yıl içinde iki katına çıkarak yıllık 300 milyar avroyu aştı. Bu durum, devlet desteği ve korumacı önlemler sayesinde oluşuyor, rekabeti adaletsiz hâle getiriyor, Avrupa’daki istihdamı ve sanayiyi tehdit ediyor.”

Böylece Avrupa, ekonomisindeki yarıkları onarmak ve ABD’nin kendisine karşı yürüttüğü ticaret savaşına direnebilmek için Çin ile anlaşma yapmaya boşuna çabalamaktadır. ABD ise Avrupa’yı kendisine rakip olarak gördüğünden, ABD Başkanı Trump 27 Şubat 2025’te, “Avrupa Birliği, Amerika’yı aldatmak için kuruldu… Bunu da iyi yaptılar. Bu, başkanlığım altında derhal sona erecek” dedi. Ayrıca 11 Temmuz 2025’te Von der Leyen’e gönderdiği bir mesajda, “Avrupa Birliği’nin gümrük ve gümrük dışı politikalarından, ticaret engellerinden” şikâyet etti.

Avrupa, çıkması zor bir açmazın içine girmiştir. Kardeşi ve müttefiki ABD, ona karşı şiddetli bir ekonomik savaş yürütmekte, bunun yanında siyasi olarak da birliğini parçalamaya çalışmakta ve Ukrayna savaşında güçlerini tüketmektedir. Dolayısıyla Çin’i ne bir müttefik ne de rahatça ilişki kurabileceği tarafsız bir güç olarak görebilmektedir.

Avrupa Parlamentosu’nun Çin heyeti başkanı Engin Eroğlu da bunu şu sözlerle ifade etti: “Çin ile Avrupa Birliği arasındaki kırılgan güven, bu stratejik güvensizlik ortamında yeni gerileme seviyelerine ulaştı; gerilim var, her ne kadar tam bir donma durumu olmasa da.”

Çin, Avrupa’nın zayıf noktalarını bildiği için onunla sert bir tutum izlemekte, böylece karşısında güçlü bir pozisyonda kalmakta ve Avrupa ile olan ticaret açığı konusunda taviz vermemektedir. Avrupa ise kendisine büyük fayda sağlayan Rusya’yı kaybetmiştir. Durumu giderek kötüleşmekte ve çözüm bulamamaktadır. Bu nedenle kendi iç güçlerini harekete geçirmeye çalışmakta; başlıca Avrupa güçleri olan Fransa, Almanya ve Britanya ortak girişimlerde bulunmaya yönelmektedir. Ancak tüm bu sorunları kısa vadede çözmek oldukça zordur.

Böylece doğudaki ve batıdaki şer güçleri, kurtarıcı arayışındaki insanlığın sıkıntısını artırmak için çarpışmakta; bu kurtarıcının, yani nübüvvet metodu üzere kurulacak Raşidî Hilafet Devleti’nin ortaya çıkmasını engellemek için birlikte komplo kurmaktadırlar.

Yorum Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir