Trump İsrail’in İran’a Saldırı Planını Biliyordu

Trump’ın İsrail’in İran Saldırılarına Üstü Kapalı Desteği
Başkan Donald Trump, İsrail’in 13 Haziran 2025’te İran’ın nükleer ve askeri hedeflerine düzenlediği saldırıları, Tahran’ı bir nükleer anlaşmaya zorlamak için kullanıyor gibi görünüyor. 200’den fazla İsrail uçağı, İran’ın nükleer altyapısını ve liderlik kadrosunu hedef alan 100’den fazla noktaya saldırdı. ABD’nin doğrudan katılımını reddetmesine rağmen Trump’ın saldırıları onaylaması, muhtemelen operasyondan haberdar olduğunu veya desteklediğini ima ediyor. “İran anlaşma yapmalı, her şey bitmeden önce!” ifadesini kullanarak İran’a baskı stratejisini ortaya koydu. Saldırıların, ABD-İran görüşmelerinin tıkandığı bir döneme denk gelmesi, Trump’ın İsrail ile koordinasyonuna dair soruları gündeme getiriyor.
İsrail’in Sert Askeri Operasyonu
İsrail, 13 Haziran 2025’te “Yükselen Aslan Operasyonu”nu başlatarak İran’ın Natanz nükleer tesisini, füze üslerini ve üst düzey komutanlarını vurdu. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, “Bu operasyon, tehdit ortadan kalkana kadar -gerektiği kadar gün- devam edecek” açıklamasını yaptı. Operasyon, 15 Haziran’da Umman’da planlanan altıncı tur görüşmelerle devam etmesi beklenen ABD-İran nükleer müzakerelerini sekteye uğrattı. Trump’ın “Sıfır uranyum zenginleştirme” ısrarı, İsrail’in İran’ın nükleer kapasitesini yok etme hedefiyle örtüşüyor. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “İran’a yönelik saldırılarda yer almıyoruz ve önceliğimiz bölgedeki Amerikan güçlerini korumak” ifadelerini kullandı.
Trump’ın Önceden Bilgi Sahibi Olduğunun İtirafı
Trump’ın açıklamaları, İsrail’in 13 Haziran 2025’teki saldırı planlarından önceden haberdar olduğunu gösteriyor. Gazetecilere, “Önceden uyarı mı? Bu bir uyarı değildi. Neler olup bittiğini biliyorduk” dedi. Sonra “Her şeyi biliyorduk” ifadesini de ekleyerek ABD’nin operasyondan büyük ölçüde haberdar olduğunu ima etti. ABD’nin 12 Haziran’da Orta Doğu’daki elçiliklerinden gereksiz personeli çekmesi, çatışmaya hazırlık sinyali olarak yorumlandı. Bir X kullanıcısı (@BasedQizilbash), “Trump, ‘İsrail’in İran saldırısı hakkında her şeyi biliyorduk’ diyor” paylaşımıyla bu durumu doğruladı.
ABD – İsrail İşbirliği İddiaları
İsrailli yetkililer, ABD’nin saldırılara üstü kapalı onay verdiğini iddia ederek Washington’ın “Operasyona karışmadık” açıklamalarını sorguluyor. İsmi açıklanmayan bir İsrailli yetkili, “ABD’den net yeşil ışık aldık” diyerek taraflar arasındaki yakın işbirliğine işaret etti. Bazı raporlar, ABD’nin İran’ı kandırmak ve kritik hedeflerin savunmasız kalmasını sağlamak için operasyona karşıymış gibi davrandığını öne sürüyor. Trump, “Tabii ki İsrail’i destekliyoruz, hem de hiç kimsenin desteklemediği kadar” ifadelerini kullanarak operasyonu övdü. Bu uyum, Trump’ın saldırıların zamanlamasını stratejik olarak şekillendirmedeki rolüne dair spekülasyonları artırıyor.
ABD’nin Tutarsız Açıklamaları
Trump yönetiminin inkarları, İsrail’in askeri operasyonlarından haberdar olduğuna ve hatta muhtemelen dahil olduğuna dair kanıtlarla çelişiyor. Rubio, “Bu gece İsrail, İran’a karşı tek taraflı hareket etti” diyerek ABD’yi operasyondan uzaklaştırmaya çalıştı. Ancak Trump’ın, “İran’ı aşağılanmadan ve ölümden kurtarmaya çalıştım… Hala bir anlaşma yapabilirler, hala çok geç değil” gibi açıklamaları diplomasi ile zorlama arasındaki çizgiyi bulanıklaştırıyor. Atlantik Konseyi Kıdemli Direktörü William Wechsler, “Şu anda ABD’nin pozisyonunda açıkça bir kafa karışıklığı var” dedi. Bu tutarsızlıklar, ABD’nin gerçek rolünü anlamayı zorlaştırıyor.
Trump’ın İran’a Yönelik Baskı Stratejisi
Trump, saldırıları nükleer müzakerelerde İran’ı taviz vermeye zorlamak için bir araç olarak görüyor ve yoğun baskı taktikleri uyguluyor. “Oldukça iyi bir anlaşmaya çok yakınız” diyerek, saldırıların İran’ı boyun eğmeye zorlayabileceğini ima etti. Rubio, “İran, ABD çıkarlarını veya personelini hedef almamalı” uyarısında bulunarak İran’ın olası tepkisinin risklerine dikkat çekti. Saldırıların İran liderliğinde yarattığı kaos, Trump’ın Tahran’ın müzakere gücünü zayıflatma hedefiyle örtüşüyor. 15 Haziran’daki Umman görüşmelerinin akıbeti belirsizliğini korurken, İran misilleme sözü verdi.
Bölgesel Gerilimler ve Küresel Tepkiler
Saldırılar, ABD’nin rolüne dair algılar nedeniyle İran’ın özellikle Amerikan hedeflerine yönelik misilleme olasılığını artırıyor. The Washington Post’un belirttiği gibi, İran’ın ABD güçlerini hedef alma tehditleri, riskleri gözler önüne seriyor. The New York Times’ın aktardığı üzere, Trump’ın daha önce İsrail’in saldırı planlarına karşı çıkmasıyla şimdiki desteği arasındaki tezat, stratejik bir değişime işaret ediyor. X kullanıcısı @RT_com’un “Trump, İsrail’in İran saldırılarına yardım etti” iddiası, küresel şüpheleri yansıtıyor. Fransa’nın itidal çağrısı ise artan bölgesel çatışmalara dair uluslararası endişeyi ortaya koyuyor.
ABD’nin Saldırılardaki Belirsiz Rolü
Trump’ın çelişkili tutumu—bir yandan diplomasiyi savunurken diğer yandan İsrail’in saldırılarını destekleme ihtimali—ABD’nin operasyondaki gerçek katılımına dair belirsizlik yaratıyor ve niyetlerine dair soru işaretlerini artırıyor. “Bir çatışmadan kaçınmak isterim” açıklamasıyla savaş istemediğini dile getirse de, saldırılara verdiği destek bu iddiayla çelişiyor. ABD’nin personel tahliyeleri ve İsrailli yetkililerin iddialarıyla kanıtlanan önceden bilgi durumu, kasıtlı bir stratejiye işaret ediyor. Rubio’nun inkârlarıyla Trump’ın itirafları arasındaki tutarsızlık, ABD-İsrail koordinasyonunun boyutunu belirsiz bırakıyor. Saldırıların nükleer müzakereleri ve bölgesel istikrarı sekteye uğratması, Trump’ın rolüne dair cevaplanmamış soruları öne çıkarıyor.