#ABD #Amerika #Asya #Avrupa #Avrupa Birliği #Devletlerarası #Düşünce #Ekonomi #Genel #Güvenlik #Jeopolitik #NATO #Rusya #Siyaset #Tarih #Tema #Ukrayna

Ukrayna Bataklığı

Ukrayna Bataklığı

Taraflardan hiçbiri kesin bir darbe indiremediğinden, savaş uzayacak ve önümüzdeki yıllarda jeopolitik manzarayı şekillendirecek:

ABD Başkanı Donald Trump ve AB, Ukrayna savaşının sonu hiç olmadığı kadar uzak görünürken Rusya’ya yeni yaptırımlar uyguladı. Başkan Trump, Ukrayna’ya patriot füzeleri sağlama kararıyla birlikte kendi U dönüşünde bir U dönüşü daha yaptı. Vladimir Putin’in beklenenin aksine gerçekleşmeyen hızlı zaferi ve Kremlin’in gizli yürütülen Ukrayna’nın “Özel Askeri Operasyonu” (ÖAO) dediği şey, hem insan yaşamı hem de askeri varlıklar açısından vahşi bir yıpratma savaşına dönüştü. Bir zamanlar beklenen hızlı sonuç, artık her iki taraf için de uzun süreli ve maliyetli bir çatışmaya dönmüş gibi görünüyor.

Joseph Stalin’in ünlü sözünde belirttiği gibi, “Bir kişinin ölümü trajedi, milyonların ölümü ise istatistiktir.” Bu soğuk, duygusuz bakış açısı, yakın zamanda utanç verici bir anla karşı karşıya kalan Rus başkanında da yankılanıyor gibi görünüyor. Ural Ticaret ve Sanayi Odası başkanı Andrei Besedin’in manşet olan açıklaması, savaşın zayiatının yıpranma nedeniyle kaybedilenlerin yerine bir milyon Hintli işçinin alınmasını gerektirdiğini öne sürdü[1]. Besedin daha sonra bu açıklamaları yaptığını inkâr etse de, yine de savaşın Rusya için derin insan maliyetini vurguladı. Kayıp rakamları sıkı tutulan sırlar olmaya devam ederken, bağımsız raporlar ve Ukrayna askere alma taktiklerinin rahatsız edici görüntüleri[2], gerçek sayıların hem Moskova hem de Kiev’in kabul edeceğinden çok daha yüksek olduğunu öne sürüyor.

İngiliz Savunma Bakanlığı, Şubat 2022’de işgalin başlamasından bu yana bir milyondan fazla Rus askerinin öldürülmüş veya yaralanmış olduğunu tahmin ediyor. Bu, Rus askeri ölümlerinin 250.000 ve toplam zayiatların 950.000’i aşan rakamlarda olduğunu gösteren Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi (CSIS) raporuyla uyumlu[3]. Bu rakamları bağlamı içinde değerlendirmek gerekirse, Rusya bu savaşta İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana tüm savaşlarında kaybettiğinden yaklaşık beş kat daha fazla kayıp verdi. Rusya’nın Ukrayna’daki kayıpları Sovyet-Afgan Savaşı’ndan 15 kat daha büyük ve iki Çeçen Savaşı’ndan 10 kat daha yüksek. Ancak Kremlin için bu şaşırtıcı kayıplar sadece istatistik.

Ukrayna da ağır kayıplar verdi; tahminen 60.000 ila 100.000 kişi öldü ve toplam zayiatlar 400.000’e yaklaştı. Çok daha küçük bir nüfus için muazzam bir kayıp. Ancak her iki ülke için de en korkunç sonuç, insan gücündeki ciddi tükenme oldu. Rusya, özellikle askeri işe alma kriziyle karşı karşıya kaldı; subayların sokaklardan sivilleri zorla askere aldığı videolar dolaşıyor. Her iki tarafın resmi iddialarına rağmen, bu taktikler kayıp raporlarının doğruluğu konusunda şüphe uyandırıyor.

Maddi kayıplar da aynı derecede sarsıcıydı. Ocak 2024’ten bu yana Rusya, 1.100’den fazla zırhlı muharebe aracı, 3.000’den fazla piyade muharebe aracı, 300 kundağı motorlu top ve yaklaşık 2.000 tank kaybetti. Daha da çarpıcı olanı, Rusya ve Ukrayna’nın ekipman kayıplarının oranının 5:1 ile 2:1 arasında değişmesiydi[4] ve Ukrayna, daha az kaynağa rağmen donanım açısından ayakta kalmayı başardı. Bu kayıplar, her iki tarafı da yıpratan bir savaşın gerçekliğini daha da ağırlaştırıyor.

Kremlin, Kiev’i yenmek için önemli yıpranmaya katlanmaya hazır görünüyor, ancak devam eden ve orantısız askeri ekipman kaybı, Rusya’nın peşinde olduğu atılımlar için yeni, yüksek kaliteli kuvvetler üretme kabiliyetini istikrarlı bir şekilde baltalıyor. Ocak 2024’ten bu yana Rusya, sadece marjinal toprak kazanımları karşılığında büyük miktarlarda askeri donanım ve insan gücü kaybı yaşadı. Ukrayna büyüklüğündeki bir ülkede, bir düşman günde onlarca kilometre ilerleyemediği sürece, bir çıkmazın içine düştüğü kolayca kabul edilebilir. Bu strateji, Moskova’nın Ukrayna toprakları üzerindeki kontrolünü önemli ölçüde genişletme gibi iddialı hedefini karşılamakta temelden başarısız oluyor.

Başkan Donald Trump tarafından “24 saat içinde” gerçekleştirileceği öngörülen bir barış anlaşması uzak bir ihtimal olmaya devam ediyor. Trump’ın barış çabaları büyük ölçüde performatif olduğunu kanıtladı. Kanıta dayalı bir politika süreci yerine kişisel eğilimlerin yönlendirdiği yaklaşımı, anlamlı müzakereler için gerekli kurumsal destekten yoksundu. Ciddi diplomasi yokluğunda, barış erişilmez olmaya devam ediyor.

Bu arada, Rusya’nın silah endüstrisi beklenmedik bir canlanma yaşadı. Batı algılarının aksine, Rusya’nın ekonomisi ihracat için yüksek teknoloji malları üretmeye dayanmıyor; daha ziyade, başkalarının gelişmiş teknolojiler inşa etmesi için ihtiyaç duyduğu ham maddeleri üretme konusunda uzmanlaşıyor. Çin, Hindistan ve Türkiye Rus fosil yakıtlarını ithal etmeye devam ediyor ve Moskova’ya askeri kampanyasını sürdürmesi için mali kaynaklar sağlıyor.

Bu, “Kalaşnikov Ekonomisi” denebilecek şeyi mümkün kıldı: büyük ölçekli, uzun vadeli öngörülmeyen çatışma için tasarlanmış gelişmemiş ama dayanıklı bir savaş makinesi. Bir zamanlar verimsiz olarak görülen, önemli ölçüde aşırı kapasiteye sahip Rusya’nın savunma sanayii, artık öngörülü görünüyor. Onlarca yıl öncesine dayanan silah üretimi için devlet sübvansiyonları ile savunma üretimini hızla artırma konusunda gizli bir kapasitesi mevcuttu. Toplam Rus savunma harcaması GSYİH’nın tahmini %7,5’ine yükseldi ve askeri-sanayi kompleksi artık 3,5 milyondan fazla Rus’u, yani nüfusun %2,5’ini istihdam ediyor.

Rusya’nın topçu üretimi önemli bir odak noktası haline geldi. Yerli fabrikalar yılda üç milyon mermi üretiyor ve üretimin önümüzdeki yıllarda daha da artması bekleniyor.[5] Bu arada, tank ve diğer askeri teçhizatın restorasyonu, Rusya’nın savaş alanındaki kayıplarını telafi etme çabalarının kritik bir bileşeni haline geldi. Tank restorasyonunun yavaşlaması ve T-72B ve T-80 modellerinin stoklarının tükenmesi gibi bazı zorluklar yaşansa da, Rus ordusu eski modellerle ilerlemeye devam ediyor.[6]

Yaptırımların Rusya’nın temel bileşenleri temin etme kabiliyeti üzerinde sınırlı etkisi oldu. Moskova, tedarik zincirlerini dost ülkeler, özellikle Çin üzerinden yeniden yönlendirerek Batı kısıtlamalarını atlatıyor. 2023’te Rusya ve Çin arasındaki ticaret rekor 240 milyar dolara ulaştı; Çin, Rusya’nın silah üretimi için ihtiyaç duyduğu kritik elektronik, mikroçip ve diğer bileşenleri sağlıyor. Kuzey Kore bile işin içine girdi ve Ekim 2024’ten bu yana Rusya’ya 3 milyona kadar topçu mermisi gönderdiği bildiriliyor.

Doğrudan zafer olasılığını hisseden Rusya, ABD ile uzlaşma konusunda istekli değil.

Ukrayna da kendi yerli silah üretimini artırdı. Sovyetler Birliği’nin askeri-sanayi tabanının çoğunu miras alan Ukrayna, füze üretimini ve topçu ile kendinden sevkiyatlı sistemlerin imalatını hızlandırdı. 2022’de sadece 1 milyar dolar değerinde olan ülkenin savunma sanayii, 2024’te tahmini 35 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Ukrayna’nın füze üretimi hızla arttı; Palianytsia ve Peklo seyir füzeleri gibi yeni sistemler artık üretime giriyor. Ayrıca ülke, topçu ve havan mermisi üretimini de önemli ölçüde artırdı.[7]

Savaşı çevreleyen jeopolitik dinamikler de aynı derecede karmaşıktır. ABD, Ukrayna’yı desteklemeye alenen kararlı olsa da, uzayan bir çatışmadan kazançlı çıkar. Uzayan bir savaş, NATO’nun giderek bağımsızlaşan Avrupa ile bağlarını güçlendirir, Avrupa ülkelerini savunma harcamalarını artırmaya zorlar (bu durum büyük ölçüde ABD savunma yüklenicilerine fayda sağlar) ve Avrupa enerji maliyetlerini yükselterek ABD firmalarıyla rekabet eden Avrupalı şirketlere zarar verir. Benzer şekilde, Çin’in de hızlı bir çözüme pek ilgisi yoktur. Uzayan bir savaş, NATO stoklarını zayıflatır ve Batı’nın dikkatini Asya’daki kendi ekonomik ve askeri hedeflerinden uzaklaştırırken, Çin’e ucuz enerji ve mineral sağlar.

Avrupa için ise hesap daha basit. Avrupa liderleri, Ukrayna’nın zaferini garanti etmek için gerekli kaynakları ayırmaya isteksizler, ancak ülkenin teslim olmasına izin verme konusunda da eşit derecede kararsızlar. Bu arada Ukrayna, Rus işgalinden kaçınma konusunda kararlılığını sürdürüyor. ABD politikasında dramatik bir değişiklik olmadığı sürece, savaşın devam etmesi ve net bir sonu görülmemesi muhtemel.

Kısacası, çatışma kalıcı bir bataklığa dönüştü. Taraflardan hiçbiri kesin bir darbe indiremediğinden, savaş devam edecek ve önümüzdeki yıllarda jeopolitik manzarayı şekillendirecek.

[1] Russia to import 1 million skilled workforce from India — The Economic Times

[2] Violent Videos Raise Questions About Ukrainian Military Recruiters

[3] One million and counting: Russian casualties hit milestone in Ukraine war | Russia | The Guardian

[4] Russia’s Battlefield Woes in Ukraine

[5] Is Russia producing a year’s worth of NATO ammunition in three months? | Euronews

[6] Russia has depleted its tank stocks: the industry is not covering combat losses

[7] Ukraine’s defence industry hits USD 9 billion milestone in 2024 with missile breakthroughs

 

Yorum Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir