Haftalık Gelişmelere Yorum – 18

Geçtiğimiz hafta oldukça “ilginç” ve zorlayıcı geçti. Hayatını kazanmak zorunda olmak da işin içine girince, dünyada olup bitenleri yazmak her zaman kolay olmuyor.
Bu hafta bana ne öğretti?
Bir şey yanlışsa, yanlıştır. Ne kadar küçük olursa olsun, buna göz yumarsan her şeye göz yummuş olursun. Ses çıkarmak bir ruh hâlidir; isteğe göre açılıp kapanabilen bir şey değildir. Zor zamanlarda, yardımlar bazen beklenmedik yerlerden gelir. Sadece birinin insanları bir araya getirmesi yeterlidir. Bugünkü dünyaya baktığımızda hepimiz yanlış olanı dile getirme, insanları destek için bir araya getirme ve her şey kaybolmuş gibi görünse de umudu yitirmeme sorumluluğunu taşıyoruz.
Siyonistler Deyr el-Belah’a saldırdı
Olay: Siyonistler bugün yine sınırları aştı ve Gazze’nin merkezindeki Deyr el-Belah bölgesine saldırdı. Burası insani yardım ve gıda merkezi olarak kullanılıyordu. Saldırıdan önce Filistinlilere bölgeden ayrılmaları söylendi. Hem hava hem kara saldırısıyla gerçekleşen bu ihlal, 20 aydır süren soykırımda şimdiye dek görece az etkilenmiş olan bu bölgeyi hedef aldı.
Neden önemli: Siyonistlerin artık hiçbir sınırı kalmadı. Bu saldırılar, dünya kamuoyunun sabrını test etmeye ve Gazze’deki Filistinlileri tamamen yok etmeye yönelik adımlardan sadece biri.
Yorum: Bir yandan ateşkes istediklerini söylüyorlar, öte yandan her ateşkes görüşmesinin hemen ardından yeni bir saldırı başlatıyorlar. Gazze’deki ölü sayıları artık günlük istatistiklere dönüştü; spor sonuçları gibi, çoğu insanı iki yıl öncesine göre artık etkilemiyor bile. Siyonistlerin işlediği zulüm hakkında söylenecek çok az şey kaldı.
Söylenebilecek tek şey, Müslüman liderlerin, ordularının ve destekçilerinin suskunluğudur.
Suriye Dürzilerinde Kaos
Olay: Geçen hafta Suriye’nin güneyindeki çoğunluğu Dürzi olan Suveyda kentinde Bedevi kabilelerle Dürzi milisler arasında adam kaçırma ve soygunlar nedeniyle çatışmalar yaşandı. Suriye ordusu, çatışmaları bastırmak için bölgeye sevk edildi.
Suriye yönetimi İsrail’i önceden bilgilendirip bu operasyonun İsrail çıkarlarını hedef almadığını bildirse de, İsrail buna rağmen Şam’ı bombaladı. Suriye Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı binaları hedef alındı.
ABD ise gerilimin azaltılmasını istedi. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun danışmanlarıyla birkaç görüşme yaptı.
Ahmed Şara, ülkenin iki seçeneği olduğunu söyledi: Ya “İsrail ile açık savaş” ve bunun “Dürzi vatandaşların bedeli” olması ya da Dürzi din adamlarının “aklıselime dönüp ulusal çıkarları öncelik haline getirmesi.”
Neden önemli: Bunlara savaş demek zor, ama bölgede çatışmalar sürekli tırmanıyor. Gazze’yle meşgul olmasına rağmen İsrail, Suriye’deki gelişmelerin merkezine kendini koydu. İsrail, Suriye’deki Dürzileri koruma bahanesiyle saldırılarını meşrulaştırmaya çalışıyor.
Yorum: İsrail’in Suriye hedeflerini vurma bahanesi pek inandırıcı değil. ABD’li yetkililer de Suriyeli Dürzilere karşı hükümetin bir suistimaline dair istihbarat bulunmadığını söylüyor. İsrail Savunma Bakanı Katz şöyle dedi: “Rejim güçlerini bölgeden çekene kadar saldırmaya devam edeceğiz ve eğer mesaj anlaşılmazsa, tepkilerimizi artıracağız.”
İsrail ordusundan bir tugay Gazze’den çekilerek Golan Tepeleri’ne konuşlandırıldı. Siyonistlerin amacı, bölgeyi kendi lehlerine yeniden şekillendirmek. Dünya ise olan bitene gözlerini kapatarak İsrail’e sınırsız siyasi ve askeri serbestlik veriyor. Suriye, bu büyük planın sadece bir parçası. Tel Aviv’e verilen teminatların bir önemi yok; bu, siyonistlerin kaçırmak istemeyeceği büyük bir fırsat.
İngiltere’de 16/17 Yaşa Oy Hakkı Geliyor
Olay: Birleşik Krallık’ta 16 yaşındakilere tüm seçimlerde oy kullanma hakkı verilecek. Bu, demokrasiyi modernize etmek için atılan büyük bir adım olarak görülüyor. Hükûmetin “Değişim Planı” doğrultusunda gerçekleştirilecek ve siyasete olan güveni yeniden tesis etmeyi amaçlıyor.
Neden önemli: Siyasi sistemde büyük değişiklikler her zaman olmaz. Bu tür adımlar, sistemin artık iyi işlemediğinin bir göstergesidir.
Yorum: Tüm dünyada, özellikle Batı’da demokrasi ciddi şekilde sorgulanıyor. ABD’de (Trump), İngiltere’de (Farage) ve Avrupa’da popülist liderlerin yükselmesi, geleneksel siyasetten uzaklaşmayı gösteriyor. Gazze soykırımı, gençlerin adaletsizliğe karşı ses çıkarabildiğini gösterdi. Ancak aynı gençlerin sisteme güveni var mı? Sistem soykırımı destekliyorsa bu güven nasıl korunabilir?
İlginç bir soru: Gençler Filistin’e destek için milletvekiline mektup yazmaktan çok doğrudan eylemi mi tercih ediyor?
Muhalefetteki İşçi Partisi’nin bu kararı almasının asıl nedeni, genç seçmenlerin çoğunun onlara oy vereceğini bilmeleri olabilir. Bu durum bile demokrasinin içindeki çıkar çatışmasını gösteriyor. Siyaset garip bir iş: Gençleri dahil etmeye çalışırken, yarı ilkesel bir duruş sergileyenler bile parti disipliniyle hizaya getiriliyor.
Siyasette yer bulamayanlar kendi partilerini kurmaya çalışıyor ama onlar da daha başlamadan dağılabiliyor. ABD’de ilerici bir figür olan AOC gibi kişiler bile artık İsrail savunmasına para aktaran yasa tasarılarını destekliyor. Sonuç olarak demokrasi “kirli” bir iş. Gazze meselesi, gerçekten değişim isteyenlerin mevcut sistemi içinde bunu başaramayacağını açıkça ortaya koyuyor.
Küçük Notlar: Geçen yaz Southport’taki isyanların ardından göçmenlik hakkında yapılan siyasi konuşmalar, benzer olayların yeniden yaşanmasını kaçınılmaz hale getirdi. Nitekim, Essex’teki bir otelde kalan sığınmacılara yönelik isyanlar bunu gösterdi. Şişeler atıldı, yangın çıkarıldı, polis saldırıya uğradı; bunlar aşırı sağın klasik yöntemleri. Tetikleyici olay ise otelde kalan bir sığınmacıya yönelik cinsel saldırı suçlamasıydı. İngiliz halkı yıllardır göçmen karşıtı ve İslam karşıtı söylemlerle radikalleştirildi. Şimdi ise de bu söylemler sokakta şiddete dönüşüyor. Ne ekersen, onu biçersin.
Herkes biraz dedikoduyu sever, ama aslında kaçınmalıyız. Fakat konu ABD başkanı olunca ve bilgi kamuoyuna açık olunca Epstein skandalının neden ilgi çektiği açık.
Geçen hafta da belirttiğim gibi: Bir ülkenin lideri ve ekibi, bir suç davasında sürekli ifadelerini değiştiriyor ve yalan söylüyorsa bu çok şey anlatır.
ABD başkanının Epstein’a müstehcen doğum günü kartı gönderdiği iddiası üzerine bir haber kuruluşuna dava açması da ayrıca dikkat çekici.
Son gelişme: Trump, Epstein kurbanlarından biri tarafından FBI’a iki kez ihbar edildi. Ancak sorun şu ki FBI’ın yeni başkanı Kash Patel, Trump’a yakın bir isim.
Pakistan Hava Kuvvetleri Dünyanın En Büyük Hava Gösterisini Yaptı
Dünyanın en büyük hava gösterisi olan Royal International Air Tattoo (RIAT)’ta Pakistan Hava Kuvvetleri büyük ödüller kazandı. Birleşik Krallık’ta düzenlenen etkinlikte Pakistan, Hindistan’la yaşanan son çatışmalarda kullanılan JF-17 Thunder Block-III savaş jetlerini sergiledi. Uçaklar Pakistan’dan İngiltere’deki Fairford Kraliyet Hava Kuvvetleri Üssü’ne havada yakıt ikmali yaparak ulaştı. Bu manevra, Pakistan Hava Kuvvetleri’nin uzun menzilli operasyonel kabiliyetini kanıtladı. Bu, Gazze’ye Müslümanları savunmak için gitmelerinin önünde bir engel olmadığını gösteriyor.