Pakistan’ın Zorluk Üçgeni

Geçtiğimiz ay içerisinde, Pakistan’ın toprak bütünlüğünü ciddi şekilde tehdit eden üç güvenlik sorunu ortaya çıktı. Hindistan ile yaşanan son çatışma en önemlisi olarak öne çıkarken, İran ve Afganistan ile yaşanan mevcut gerginlikler ile Belucistan ve Hayber Pahtunhva’daki ısrarlı düşük yoğunluklu isyanlar bu tehditler arasında sayılmamaktadır. [1] [2] [3]
Diğer iki büyük güvenlik tehdidi ise İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri’nden kaynaklanmaktadır. Bu tehditler ekseni Pakistan’ın güvenliği için varoluşsal bir tehdit oluşturmaktadır.
Hindistan, Pakistan için uzun süredir devam eden fakat çok yönlü bir güvenlik tehdidi oluşturmaktadır. 1948’den bu yana, Keşmir anlaşmazlığı temel mesele olarak kalmış, sık sık tırmanan gerilimler ve sınır ötesi düşmanlıklar, Mayıs 2025’te Hindistan’ın Pakistan yönetimindeki Keşmir ve Pencap’a yaptığı füze ve İHA saldırılarını da içerecek şekilde sürmüştür. Kontrol Hattı (LoC) boyunca süregelen gerilimler ve Keşmirlilere yönelik vahşi baskılar, her iki tarafta da kırılgan bir barışı sürdürmek için büyük miktarda asker konuşlandırılmasını zorunlu kılmıştır. [4]
Durumu daha da karmaşık hale getiren, Hindistan’ın Beluç ayrılıkçı hareketlerine verdiği örtülü destektir ki bu durum, Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC) gibi kritik altyapı projelerinin işlerliğini baltalamaktadır. [5] Dahası, Hindus Sular Antlaşması’nın (IWT) askıya alınması, Pakistan’ın su güvenliği ve bunun daha geniş ekonomik sonuçları hakkında ciddi endişeler doğurmuştur. [6] Hindistan’ın oluşturduğu tehditlerin birleşik etkisi, Pakistan’ın güvenliğini, egemenliğini ve ekonomik istikrarını ciddi şekilde zayıflatmaktadır.
Pakistan için ikinci güvenlik sorunu, Orta Doğu’daki İsrail’in oluşturduğu artan tehdittir; bu tehdit, İsrail’in İran’ın nükleer ve askeri tesislerine gerçekleştirdiği son saldırıların ardından keskin şekilde tırmanmıştır. Pakistan, bu saldırıları “haksız ve gayrimeşru” ve “bölgesel ve küresel güvenliğe ciddi bir tehdit” olarak kınamış, bu tür eylemlerin tüm bölgeyi istikrarsızlaştırdığını ve geniş kapsamlı sonuçlara yol açabileceğini uyarmıştır. [7] Bu çatışma halihazırda petrol fiyatlarında artışa yol açarak, enerji ithalatına büyük ölçüde bağımlı olan Pakistan üzerinde ekonomik baskıyı artırmıştır.
İsrail’in toprak genişlemesi – daima Amerika’nın askeri gücünün koruması altında gerçekleştirilen – artık Filistin topraklarının ötesine geçerek Suriye ve güney Lübnan’ın önemli bölümlerini kapsayacak şekilde yayılmaktadır, bu da bölgeyi daha da istikrarsız hale getirmektedir. Irak’ın zayıflaması ve İran’ın stratejik bir darbe almasıyla birlikte, İsrail ABD’nin bölgede fiili polisi haline gelmektedir; bu durum, İsrail’in Hindistan ile hızla artan güvenlik ve savunma ilişkileriyle daha da vurgulanan bir etkiyle Pakistan’ı stratejik menziline almaktadır. Bu genişleme, İsrail’in komşu topraklar üzerindeki etkisini ve kontrolünü artırmayı hedefleyen “Büyük İsrail” vizyonunun bir parçası olarak geniş çapta değerlendirilmektedir. [8] Gazze’deki soykırımla ve Batı Şeria’daki acımasız yerleşim genişlemeleriyle birlikte, bu eylemler gerilimi artırmakta, İslam dünyasında öfkeyi körüklemekte ve özellikle Pakistan için bölgesel egemenlik ve güvenlik hakkında ciddi endişeler doğurmaktadır.
Bununla birlikte, Pakistan için en büyük güvenlik tehdidi Amerika Birleşik Devletleri’nden kaynaklanmaktadır. Son yıllarda ABD, stratejik ortaklığını Pakistan’dan Hindistan’a kaydırarak Hindistan’ı Çin’in yükselişine karşı alt kıtadaki başlıca müttefiki olarak ilan etmiştir. Bu yeniden hizalanma, Trump yönetimindeki yaygın İslamofobi ve İsrail ile Hindistan’la paylaşılan “İslam dünyasının ezilmesi ve tahakküm altına alınması gerektiği” görüşüyle daha da derinleşmiştir.
Ayrıca, ABD Pakistan için güvenilmez bir müttefik olduğunu defalarca kanıtlamıştır: 1971 krizinde müdahale etmemiş, bu da Batı Pakistan’ın (Bangladeş) ayrılmasına yol açmıştır; 1990’lardaki Afgan Cihadı sonrası Pakistan’ı terk etmiştir; 11 Eylül sonrası Pakistan’a karşı cephe almış ve İslamabad’a Afganistan’daki stratejik derinliğinden vazgeçmesi için baskı yapmıştır.
Bunun aksine, ABD Hindistan’a Indo-US Sivil Nükleer Anlaşması ve NSG muafiyeti aracılığıyla büyük nükleer tavizler vermiş, Hindistan’ın nükleer ve enerji sektörlerini ilerletmiş, aynı zamanda Pakistan’ın benzer anlaşmalar yapmasını engellemiştir—bu da bölgesel dengeyi Hindistan lehine kaydırmış ve Pakistan’ın stratejik kırılganlığını derinleştirmiştir. [9] Bu eylemler, hızla değişen jeopolitik manzara içerisinde Pakistan’ı giderek yalnız ve güvensiz bir ortamda bırakmıştır.
Bu karmaşık üçlü güvenlik tehdidiyle yüzleşirken, Pakistan’ın liderliği ve stratejik çevresi, ABD liderliğinde hareket etmeye ve uluslararası hukuka sıkı sıkıya bağlı kalmaya kararlılığını sürdürmektedir. Bu sarsılmaz sadakat, ABD, İsrail ve Hindistan’ın uluslararası normları düzenli olarak ihlal ederek kendi çıkarlarını ilerletmesine rağmen devam etmektedir.
Pakistan’ın yönetimi uluslararası hukuka sıkı sıkıya bağlı kalırken, düşmanlar bunu hiçe saymaktadır; bu da Pakistan’ı daha büyük kırılganlığa ve riske maruz bırakmakta ve ülkeyi Irak, Libya ve İran gibi körü körüne uluslararası hukuka sadık kalıp kendi yıkımlarına sürüklenen ülkelerle benzer bir siyasi intihara götürmektedir.
Bu bağlamda, Pakistan’ın stratejik çevresi cesurca düşünmeli ve bu zorluklarla yüzleşirken kalıpların dışında düşünmeye zorlamalıdır. Bu, stratejik çevrenin zihniyetini ABD onayı ve uluslararası hukuk çerçevesi dışına çıkaracak şekilde özgürleştirmesini gerektirir. Aksi takdirde bu yalnızca, ABD’nin İsrail ve Hindistan ile birlikte doğrudan askeri harekâta geçeceği zamana kadar Pakistan’ın kaçınılmaz yıkımını ertelemek olur.
İlk olarak, stratejik çevre uluslararası ortamın son yirmi yılda köklü şekilde değiştiğini kabul etmelidir. Günümüzde ülkeler, Batı’dan ciddi bir misilleme korkusu olmadan açıkça toprak ele geçirip ilhak edebilmektedir. Rusya’nın Kuzey Gürcistan, Kırım ve Doğu Ukrayna’yı ilhakı; İsrail’in Suriye ve Lübnan topraklarını ele geçirişi; Azerbaycan’ın Ermenistan topraklarını alışı; Türkiye’nin Kuzey Suriye’yi işgali; Çin’in Ladakh’taki Birlik Toprağı’nı işgali ve Suudi Arabistan’ın Yemen’in bazı kısımlarını ilhakı bu yeni gerçeğin örnekleridir. [10] [11] [12] [13] [14] Hatta ABD bile Kanada, Grönland ve Panama Kanalı’nı içine alacak şekilde toprak genişletme hedeflerini açıkça tartışmıştır. [15] Ayrıca, Batı’nın Gazze’deki İsrail soykırımına koşulsuz desteği, uluslararası hukukun etkinliğini büyük ölçüde zayıflatmış ve Batı’nın küresel sahnedeki meşruiyetini ciddi şekilde sarsmıştır.
Amerika’nın Irak ve Afganistan’daki stratejik başarısızlıkları, Ukrayna’da Rusya’yı müzakereye zorlayamaması ve Husi saldırılarını durduramaması, ABD’nin uluslararası sistemi kendi lehine şekillendirme gücünün sınırlarını gözler önüne sermektedir. Bu gelişmeler, Amerikan liderliğindeki düzenin hızla parçalandığını, güç yoluyla toprak kazanımının yeni bir emsal haline geldiğini ve küresel sistemin toprak bütünlüğünü koruma kapasitesinin çöktüğünü göstermektedir.
Giderek artan şekilde ABD, bölgedeki çıkarlarını korumak için Mısır, Türkiye, Pakistan ve Endonezya gibi güçlü İslam ülkelerine bel bağlamak zorunda kalmaktadır. Bu, ABD’nin kendisini artık uluslararası sistemin istikrarı için vazgeçilmez bir güç olarak görmediğini açıkça göstermektedir. Aksine, Amerika İslam ülkelerini, yıkılmakta olan uluslararası düzenini ayakta tutmak için vazgeçilmez olarak görmektedir. Bu ülkelerin sıkı desteği olmadan Amerika’nın İsrail projesi çökecektir.
Değişen uluslararası ortam göz önüne alındığında, Pakistan artık işgal altındaki Keşmir’i ilhak etme konusunda daha az kısıtlamayla karşı karşıyadır; bu, Pakistan’ın ana nehirler üzerindeki tam kontrolünü sağlamasını, ezilen Keşmirlileri özgürleştirmesini ve CPEC altyapı projelerini istikrara kavuşturmasını mümkün kılacaktır. [16]
İkinci olarak, stratejik çevre Pakistan’ın en değerli stratejik varlığı olan nükleer cephaneliğin sunduğu faydayı yeniden değerlendirmelidir. Bu tür silahları savunma amaçlı araçlar olarak görmek yerine, stratejik çevre onları Pakistan’ı ABD-İsrail-Hindistan ekseninden yalıtacak yeni bir bölgesel düzenin temel taşı olarak değerlendirmelidir.
Bu yaklaşımın kalbinde, Pakistan’ın nükleer caydırıcılığını Orta Doğu’daki İslam ülkelerine, Mağrip ülkelerine ve Uzak Doğu’ya yayması yer almaktadır. [17] Bu, Pakistan’ın nükleer teknik bilgi, bilim insanları, nükleer başlıklar, taşıma araçları ve bu silahların bakımı gibi unsurları Pakistan güvenlik şemsiyesi altında sağlamasını, karşılığında somut taahhütler almasını içerir. Bu yaklaşım şu şekilde özetlenebilir:
- Pakistan, Körfez İşbirliği Konseyi’nin (GCC) altı ülkesine nükleer caydırıcılık sunmalı; karşılığında Pakistan’ın borçlarının silinmesi ve Pakistan’a 20 yıl boyunca ücretsiz enerji sağlama taahhüdü almalıdır. Bu, Pakistan’ın yeniden sanayileşmesini hızlandırır ve ekonomik bir güç olmasına olanak tanır.
- Benzer bir anlaşma, ABD-İsrail baskısı altında ezilen ve etkin bir nükleer caydırıcılıktan yoksun olan İran’a da sunulmalıdır. Karşılığında İran, 20 yıl boyunca ücretsiz enerji sağlamalı ve Pakistan yapımı tank, zırhlı personel taşıyıcı, savaş uçağı gibi askeri ürünleri satın alma taahhüdünde bulunmalıdır. Aynı anlaşma Azerbaycan’a da sunulmalı ve böylece Pakistan, sanayileşmesini destekleyecek alternatif enerji kaynaklarına erişim kazanmalı ve güçlü bir askeri sanayi kompleksi kurmalıdır.
- Türkiye bağlamında, Pakistan’ın nükleer caydırıcılığı karşılığında karşılıklı savunma paktı kurulmalıdır. Bu pakt; insansız hava araçları (İHA), deniz platformları gibi Türk askeri teknolojilerinin Pakistan’a aktarımını içermelidir. Bu anlaşma ayrıca Türkiye’nin Pakistan askeri ürünlerini satın almasını ve en önemlisi NATO’dan derhal çekilmesini içermelidir. Avrupa, güneydoğu kanadındaki önemli bir stratejik müttefikini kaybederek NATO’nun Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’deki güvenlik ve operasyonel kapasitesini zayıflatacaktır. Rusya açısından, Türkiye’nin çıkışı Karadeniz bölgesinde Batı etkisini azaltacak ve Avrupa ile gerilimi artıracaktır.
- Pakistan, Mısır ve Cezayir, Fas ve Tunus gibi Mağrip ülkeleri ile Bangladeş, Malezya ve Endonezya gibi Uzak Doğu ülkelerine de nükleer caydırıcılık sağlamalıdır. Bu sadece Güney Avrupa, İsrail ve Hindistan’ı rahatsız etmekle kalmayacak, aynı zamanda Pakistan’ın askeri, ekonomik ve stratejik işbirliğini de güçlendirecektir. Örneğin, Bangladeş ile Hindistan saldırganlık gösterdiğinde, Bangladeş’in Tavuk Boynu’nu (Siliguri Koridoru) keserek Hindistan’ın birkaç eyaletini ayırmayı taahhüt ettiği bir savunma paktı yapılabilir. Aynı şekilde, Pakistan Malezya ve Endonezya ile gerektiğinde Malakka Boğazı’nı kapatmayı içeren anlaşmalar yapabilir.
- Ayrıca Pakistan, bu dağınık antlaşmaları tek bir savunma paktı haline entegre edebilir. Böylece, herhangi bir İslam ülkesi konvansiyonel saldırıya uğradığında, diğerleri sadece yardıma koşmakla kalmayacak, aynı zamanda saldırganlığı caydırmak amacıyla nükleer silah kullanma hakkını da saklı tutacaktır. Bu tür devrimci düşünce, Pakistan’ın sanayi kapasitesini hızla yeniden inşa etmesini, askeri gücünü artırmasını ve yenilikçilikte itici güç olmasını sağlar. Aynı zamanda Pakistan’ın tüm İslam dünyasında liderliği üstlenme ve savaşan Batılı güçler ve onların müttefiklerine karşı kararlı adımlar atma kabiliyetini artırır. Özetle, Pakistan’ın stratejik çevresi, değişken uluslararası ortamdan yararlanan ve Pakistan’ın nükleer cephaneliğini tehditleri bertaraf edecek yeni güvenlik çerçeveleri oluşturmak için kullanan yeni bir düşünce tarzına ihtiyaç duymaktadır.
[1] Aljazeera, (May 2025). India-Pakistan tensions: A brief history of conflict. Aljazeera. Available at: https://www.aljazeera.com/news/2025/5/9/india-pakistan-tensions-a-brief-history-of-conflict
[2] BBC, (Jan 2024). Iran admits carrying out deadly strike on Pakistan territory. BBC. Available at: https://www.bbc.co.uk/news/world-asia-67999465
[3] Friday Time, (Jan 2025). Fragile Ties: Pakistan-Afghanistan Tensions After Taliban Takeover. Friday Times. Available at: https://thefridaytimes.com/11-Jan-2025/fragile-ties-pakistan-afghanistan-tensions-after-taliban-takeover#
[4] Biswas, S., (May 2025). How India and Pakistan share one of the world’s most dangerous borders. BBC. Available at: https://www.bbc.co.uk/news/articles/cgmj7l0lne3o
[5,6] Modak, S. (Jun 2025). Pakistan Army Chief Rejects Indian Regional Dominance, Calls Water Treaty Suspension Unacceptable. Hans India. Available at: https://www.thehansindia.com/news/international/pakistan-army-chief-rejects-indian-regional-dominance-calls-water-treaty-suspension-unacceptable-977966
[7] The News, (Jun 2025). Pakistan denounces Israeli attacks on Iran, terms them ‘serious threat to entire region’. The News. Available at: https://www.thenews.com.pk/latest/1320839-pakistan-denounces-israeli-attacks-on-iran-terms-them-serious-threat-to-entire-region
[8] The Week, (Oct 2024). What is ‘Greater Israel’? The Week. Available at: https://theweek.com/world-news/what-is-the-greater-israel-movement
[9] Mustafa, M. (2008). THE INDO-US NUCLEAR DEAL: AN OVERVIEW OF IAEA SAFEGUARDS AND NUCLEAR TRADE WITH NSG. Institute of Strategic Studies Islamabad. Vol (28). pp. 39-55. [10] Gorazde, G. (2024). The Russian Military Aggression in Georgia and Ukraine: a Comparative Analysis. Available at: https://ojs.academicon.pl/tkppan/article/view/9070
[11] RAND, (May 2017). Lessons from Russia’s Operations in Crimea and Eastern Ukraine. RAND. Available at: https://www.rand.org/pubs/research_reports/RR1498.html
[12] India Today, (2022). China continues to illegally occupy approx 38,000 sq km of Indian territory: Govt. India Today. Available at: https://www.indiatoday.in/india/story/china-continues-illegally-occupy-38000-sq-km-of-indian-territory-govt-1908990-2022-02-04
[13] OpenDemocracy, (20222). Will Armenia and Azerbaijan reach a peace deal? OpenDemocracy. Available at: https://www.opendemocracy.net/en/odr/armenia-azerbaijan-peace-deal-nagorno-karabakh-border/
[14] Salhani, J. (Apr 2025). Israel pushes on with strategy to keep neighbors weak in Lebanon and Syria. Aljazeera. Available at: https://www.aljazeera.com/features/2025/4/9/israel-pushes-on-with-strategy-to-keep-neighbours-weak-in-lebanon-and-syria
[15] Ali, R. (Jan 2025). Greenland, Canada, and the Panama Canal: Unpacking Trump’s geopolitical ambitions. AA. Available at: https://www.aa.com.tr/en/americas/greenland-canada-and-the-panama-canal-unpacking-trumps-geopolitical-ambitions/3463781
[16] The Express Tribune, (Nov 2020). Pakistan presents ‘irrefutable evidence’ of India’s sponsorship of terror to sabotage CPEC. The Express Tribune. Available at: https://tribune.com.pk/story/2272201/pakistan-presents-irrefutable-evidence-of-indias-sponsorship-of-terror-to-sabotage-cpec
[17] Urban, M. (Nov 2013). Saudi nuclear weapons ‘on order’ from Pakistan. BBC. Available at: https://www.bbc.co.uk/news/world-middle-east-24823846