#ABD #Amerika #Düşünce #Genel #Güvenlik #İran #Jeopolitik #Ortadoğu #Siyaset #Tema #Yahudi Varlığı

Epstein Dosyası Trump’ı Deli Kral’a mı Dönüştürdü?

Epstein Dosyası Trump’ı Deli Kral’a mı Dönüştürdü

Trump’ın Değişimi Tehlikeli Bir Yabancı Ajandayı Yansıtıyor
Donald Trump bir zamanlar kendisini, önceki yönetimleri kuşatan dış savaşları reddeden siyasi bir outsider olarak tanıtmıştı. Irak Savaşı’nı açıkça kınamış, neocon’ları sahte gerekçelerle Amerika’yı bitmek bilmeyen savaşlara sürükledikleri için eleştirmişti. Ancak şimdi bu vaatlerinden tamamen dönmüş görünüyor. Kendi sosyal medya platformunda İran’a “KOŞULSUZ TESLİM OL!” mesajıyla tam bir yıkım tehdidinde bulundu. Bunu, “Sözde ‘Yüksek Lider’in nerede saklandığını tam olarak biliyoruz… Onu (öldürmek!) şimdilik ortadan kaldırmayacağız” mesajı izledi. Bu sözler bir güç göstergesi değil, aksine istikrarsızlığı yansıtan ve ulusal çıkarla izah edilemeyen tehlikeli bir tırmanmanın işareti.

Trump ile İstihbarat Direktörü Arasındaki Ayrılık
Trump’ın kararları artık kendi Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard’ın kamuya açık beyanlarıyla da çelişiyor. Mart ayında Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi’nde konuşan Gabbard, “İstihbarat camiası, İran’ın nükleer silah üretmediğini ve Dini Lider Hamaney’in 2003’te askıya aldığı programı yeniden başlatmadığını değerlendirmeye devam ediyor” dedi. “Tahran’ın bu programı yeniden başlatıp başlatmayacağını yakından izlemeyi sürdürüyoruz” diye ekledi. Ancak Trump, bu değerlendirme hakkında sorulan bir soruya, “Ne dediği umurumda değil. Bence nükleer silaha çok yakındılar” diyerek yanıt verdi. Bu, ABD’nin politika rehberi olan iç analizlere karşı açık bir kayıtsızlığı gösteriyor.

İsrail’in Amerikan Başkanını Yönlendirmedeki Rolü
Trump’ın politikalarıyla İsrail hükümetinin uzun süredir taşıdığı hedefler arasındaki örtüşme artık inkâr edilemez hâle geldi. Columbia Üniversitesi Profesörü Jeffrey Sachs şöyle dedi: “Amerika’nın bir Amerika-öncelikli dış politikası yok… Amerika’nın İsrail-öncelikli dış politikası var.” Sachs, Netanyahu’yu “gezegendeki en aşağılık kişi… savaş çıkarmanın en büyük mimarı” olarak tanımladı. İsrail Başbakanı açıkça, İsrail’in stratejisine karşı çıkan herhangi bir hükümetin devrilmesi gerektiğini söyledi ve Trump da bu görüşü adeta yansıtıyor. Artık Trump’ın eylemleri Amerikan stratejisinden çok Netanyahu’nun dünya görüşünü yansıtıyor.

Mossad’ın ABD Saldırılarındaki Parmak İzi
Sachs ayrıca Mossad’ın Avrupa ve Orta Doğu’daki bazı saldırılarda, Amerikan yöntemlerine benzer roller oynadığını belirtti. Judging Freedom programında, “Mossad hem Ukrayna operasyonunda hem de geçen hafta Tahran’daki saldırıda yer aldı” dedi. Her iki operasyonda da, kamufle edilmiş insansız hava araçları kullanılarak sorumluluğu gizli tutulan saldırılar gerçekleştirildi. Stratejideki bu yakınlık, İsrail istihbaratıyla Amerikan politikası arasındaki ayrımı gitgide belirsizleştiriyor. Eğer Mossad’ın yöntemleri ABD tarafından sorgusuz sualsiz benimsendiyse, bu durum Amerikan bağımsızlığının terk edildiğini gösterir.

Gerekçesiz ve Stratejisiz Bir Saldırganlık
Trump’ın İran’a neden bu kadar açık düşmanlıkla yaklaştığına dair hâlâ açık bir yanıt yok. Oysa barışçıl yollar hâlâ mevcut. İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, “İsrail saldırılarını durdurursa, İran da saldırılarını durdurur” diyerek İran’ın tutumunun karşılıklı gerilimi düşürmeye bağlı olduğunu ifade etti. Buna rağmen Trump, Tahran’daki sivillere kaçmaları yönünde uyarıda bulunarak, “teslim olmadıkları sürece daha kötü olacak” tehdidinde bulundu. Bu ifadeler, güvenliğe değil, tamamen tahakküme dayalı bir kampanyayı işaret ediyor. ABD kamuoyunun çıkarına hizmet edecek herhangi bir hedef sunulmadığı gibi, hiçbir istihbarat ya da askeri yetkili bu sürecin uzun vadeli faydasını açıklayabilmiş değil.

Epstein İddiaları Trump’ın Bağlılığını Açıklayabilir mi?
Elon Musk, Trump’ın İsrail’e bu kadar sadık olmasının arkasındaki nedeni ima eden bir tweet attı: “@realDonaldTrump, Epstein dosyalarında yer alıyor. Bu dosyaların neden açıklanmadığının asıl sebebi bu,” dedi. Ardından ikinci bir mesajla, “Bu gönderiyi ilerisi için not edin. Gerçek ortaya çıkacak” dedi. Jeffrey Epstein’ın küçük yaştaki kızlarla güçlü erkekleri şantajla kontrol etme geçmişi, uzun süredir İsrail istihbaratıyla bağlantılı olarak anılıyor. Musk’ın iddiaları doğruysa, Trump’ın neden bu kadar gönüllü bir şekilde yabancı bir devletin çıkarlarına hizmet ettiğini açıklayabilir.

Diplomasi Kılıfında Tuzak
ABD, diplomasi görüntüsünü kullanarak, barışçıl müzakereler ilkesiyle çelişen saldırgan askeri eylemlerde bulunuyor. Sachs, Judging Freedom’da “Diplomasi bir hayatta kalma aracıdır… ama artık bu fikir çökmüştür” dedi. ABD ve İran heyetlerinin Umman’da görüşmesi planlanmışken, İsrail Amerikan desteğiyle koordineli saldırılar düzenledi. Trump, saldırının tarihini en başından beri bildiğini ve sürecin tamamından haberdar olduğunu övünerek açıkladı. Bu tür davranışlar, ABD’nin güvenilir bir müzakereci olarak itibarını tamamen yok etti.

Küresel Güç Merkezleri Yakından İzliyor
Trump’ın eylemleri, ABD’nin dünya sahnesindeki imajını kalıcı olarak değiştirdi. Sachs, “Çin ve Rusya gibi ülkeler artık ABD’nin söylediği hiçbir şeye inanmıyor” dedi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde, ABD büyükelçisi herhangi bir Amerikalıya zarar gelmesi durumunda İran’ı yok etmekle tehdit etti. Avrupa diplomatları da İsrail’in saldırılarını kınamak yerine, yalnızca İran’ı suçladı. Bu çifte standartlar ve açık tehditler, Amerika’nın istikrar sağlayıcı bir diplomatik güç rolünü gitgide aşındırıyor.

Müzakere, Bir Silaha Dönüştü
Trump müzakereyi yalnızca rakiplerini silahsızlandırmak için bir araç olarak görüyor. İran Dışişleri Bakanı ile planlanan görüşmelere rağmen Trump, “Müzakere havasında değilim” diyerek aleni bir umursamazlık sergiledi. Ardından Tahran için tahliye uyarısı yaptı ve sivil kayıpların habercisi oldu. Bu sahte diplomasi-sonrası tırmanma döngüsü, geçmişteki Orta Doğu felaketlerini andırıyor. Şimdiki yaklaşım, istikrar da güven de sunmuyor; yalnızca sahte bir diyalog izlenimi veriyor.

Sırlarla ve Savaşla Yönetilen Bir Başkan
Trump artık strateji ya da ulusal çıkarla değil, tehditler, baskılar ve görünmeyen yükümlülüklerle hareket eden bir lider görüntüsü veriyor. Kendi istihbarat camiasını görmezden gelişi, İsrail politikasına körü körüne bağlılığı ve Mossad operasyonlarıyla uyumlu eylemleri, görünmeyen bir elin yönlendirdiği bir örüntüyü gösteriyor. Bu bir şantaj, bir ideoloji ya da bir korku olabilir. Ama bugün Trump, egemen bir devletin başkanı gibi değil, kamuoyunun rızası olmadan hareket eden karanlık bir yapının temsilcisi gibi davranıyor. Bu da Amerika’yı küresel sonuçları olacak bölgesel bir savaşın eşiğine sürüklüyor.

 

Yorum Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir