Derin Devlet Trump’ı İran’a Tekrar Saldırmaya Zorluyor

Başarılı Olduğu İlan Edilen saldırının ardından sorgulamalar başladı
Başkan Donald Trump, ABD’nin İran’daki üç nükleer tesise 14 adet 13.600 kiloluk sığınak delici bomba ile yaptığı hava saldırısını büyük bir zafer şeklinde duyurdu. Trump, “İran’ın ana nükleer zenginleştirme tesisleri tamamen ve bütünüyle yok edilmiştir,” diyerek saldırıyı tam bir askerî zafer olarak sundu. Ancak saldırıdan saatler sonra, istihbarat kurumlarından sızan bilgiler bu zaferin aksine, saldırının gerçek etkisi konusunda sorgulamalara yol açtı. Savunma İstihbarat Ajansı’nın (DIA) ön raporunda, saldırının Fordow ve Natanz’daki tesislerin sadece girişlerine etki ettiği, fakat yeraltındaki binaları yok etmediği belirtildi. CNN’e göre, DIA bulgularına aşina yetkililer, “ABD onları belki en fazla birkaç ay öncesine götürmüş oldu,” dedi.
İstihbari Sızıntı, Gerilim Tırmandırmak için Zamanlanmış Görünüyor
DIA raporu, ön rapor mahiyetinde ve güven seviyesinin düşük olmasına rağmen vakit kaybetmeden önde gelen medya kuruluşlarına sızdırıldı. Rapor, İran’ın uranyum stoklarını saldırı öncesi taşıdığını ve santrifüjlerinin zarar görmediğini belirtiyordu. ABD saldırısının etkisiz kalmış gibi sunulması, Trump’ın “İran asla nükleer silah sahibi olmamalı” şeklindeki kırmızı çizgisini sorgulamaya açtı. Haberin kaynak listesinde adı geçen bir kaynak “Nükleer silah programını yok etmediniz, bu çatışmaya tekrar dahil olmalısınız,” dedi. Sızıntıların operasyonun gerçek etkisini açıklamaktan çok, siyasi sonuçları şekillendirmeyi amaçladığı görülüyor.
Beyaz Saray Ytekilileri anlatının değişimine tepki gösteriyor
Savunma Bakanı Pete Hegseth ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio, istihbari sızıntılara ve medyadaki yansımalarına sert tepki gösterdi. Hegseth, “Bu sızıntı, suyu bulandırmak isteyen birilerinin ajandasına hizmet ediyor ve bu tarihi saldırıyı başarısız gibi göstermek istiyorlar” dedi. CNN ve New York Times gibi kuruluşları “Trump’a karşı tezahürat yapmakla” ve ön raporu çarpıtmakla suçladı. Rubio ise bilgi sızdıranları “süreci baltalayanlar” olarak nitelendirdi ve “bu insanların kirli oyunlarının bu olduğunu” söyledi. Her iki yetkili de İran hedeflerinin vurulduğunu ve saldırının askerî bir başarı olduğunu vurguladı.
İsrail’in Açıklaması, Meşruiyetin Dış Kaynaklara Dayandırıldığını Gösterdi
Beyaz Saray, daha önce görülmemiş şekilde ve netlikte Fordow’a yönelik saldırının etkinliğine dair İsrail Atom Enerjisi Komisyonu’nun yaptığı bir açıklama yayımladı. Açıklama İsrail hükümetinin resmi kanallarından değil, doğrudan Trump ekibi tarafından dağıtıldı. İsrailli gazeteci Barak Ravid, “Bu, Beyaz Saray’ın bir İsrail güvenlik kurumunun adına açıklama yayımladığı çok nadir ve dikkat çekici bir durum,” dedi. Açıklamada Fordow’un altyapısının işlevsiz hale getirildiği ve uranyum zenginleştirme kabiliyetlerinin yok edildiği iddia edildi. ABD’nin kendi istihbarat raporları yerine dış kaynaklara dayanması, İran politikalarını kimin etkilediğine dair daha fazla soru işareti ortaya çıkardı.
Önceki Askerî Operasyonlardan Tanıdık Bir Model
Bu sızıntı etrafında oluşan model, geçmişte rejim değişikliği ya da gerilim tırmandırıcı askeri operasyonlardaki stratejileri andırıyordu. İlk hava saldırıları övgüyle karşılanırken, kısa süre sonra içeriden gelen sızıntılar operasyonu itibarsızlaştırıyor ve daha fazla müdahale çağrısı yapılıyordu. Haber kaynağı bu dinamiğe dikkat çekerek “Savaşa devam edilmesi yönünde mantıksal bir zorunluluk yaratılıyor.” Dedi. Trump’ın İran’ın nükleer silaha sahip olamayacağı yönündeki kesin tutumu, sızıntının ardından kendisini zor durumda bıraktı. Sızdırılan bulguların kabul edilmesi güvenirliği devam ettirmek adına daha fazla saldırı yapılmasını gerekitiryordu.
Trump Destekçileri Dezenformasyon ve manipülasyonun etkin olduğunu düşünüyor
Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, “Bu sözde değerlendirme tamamen yanlış. Ayrıca ‘çok gizli’ olarak sınıflandırılmıştı, buna rağmen sızdırıldı,” dedi. Sızıntının “Başkan Trump’ı küçük düşürme ve operasyonda görev alan cesur pilotları itibarsızlaştırma” amacı taşıdığını savundu. Trump da kamuya açık bir şekilde, “CNN pisliktir, MSDNC pisliktir, New York Times pisliktir. Bunlar kötü insanlar, hastalar,” dedi. Hegseth ise, “30.000 pound’luk patlayıcılarla Fordow’un altında yıkım yaşandı,” diyerek sızıntının siyasî sabotaj olduğunu öne sürdü.
Kamuoyu Tepkisi Alışılmışın Dışında
Saldırının başarılı olduğu iddialarına rağmen, kamuoyu yoklamaları önceki Amerikan askerî operasyonlarına göre bu saldırının düşük destek aldığını gösterdi. CNN’den Harry Enten, “Tarihi perspektiften bakınca bu saldırılara yönelik net onayın bu kadar düşük olmasına şaşırdım,” dedi. Reuters anketinde saldırıya net destek 11 puan azalırken, CNN anketinde bu fark 12 puandı. ABD’nin 2014’teki IŞİD’e yönelik operasyonlarına olan destekle arasındaki 58 puanlık fark göz önüne alındığında komuoyunda ciddi süpheci bir yaklaşım olduğu anlaşılıyor. Askeri operasyonların altını dolduran tutarlı bir gerekçe olmaması ve sınırlı propaganda komuoyu desteğini azaltmış olabilir.
İsrail’in İran Rejiminin istikrarsışlaştırılmasına odaklanıyor
Habere göre İsrail’in hedefi İran’ın nükleer tesislerini etkisiz hale getirmekten ziyade, uzun vadede rejimi değiştirmek. Trump, “İsrail çok ağır darbe aldı… onların bir ara vermesi gerekiyordu,” diyerek ateşkesin kalıcı değil geçici olduğunu ima etti. Steve Bannon ise, “Bu ateşkesi İsrail’i kurtarmak için kullandılar” diyerek operasyonun İsrail’in kapasitesini aştığını söyledi. İsrail’in hedeflerini kendi başına gerçekleştirmekten yoksun olduğu, bu nedenle Amerikan askerî gücüne ihtiyaç duyduğu belirtiliyor. Bu durum, ABD politikasının dış Stratejik hedeflerin bir uzantısı haline geldiğine dair endişelere yol açıyor.
Gerginlik tuzakları ve anlatı baskısı
Trump, görev süresinin başında JCPOA (nükleer anlaşmayı) iptal ederek İran’ın nükleer gelişimini sınırlayan önemli bir diplomatik aracı ortadan kaldırmıştı. Bu yeni pozisyonu, askerî çözümler yeterli olmayınca başarısızlık suçlamalarına açık hale geldi. Sızdırılan istihbarat bu zayıf noktayı daha da açığa çıkardı ve Trump’ı gerilimi tırmandırmaya ya da başarısızlığı kabule zorladı. Haberde şu uyarı yer alıyordu: “Tamamıyla başarılı bir savaş neticesi elde etmek için halen bir miktar nüfuzları var”. İstihbari sızıntılar ve algı manipülasyonu yoluyla baskı kurma stratejisi, yürütme ve karar alma süreçlerini olumsuz etkiliyor.
Uydurulmuş Bir Savaş Rızası
Olaylar, dürüst bir bilgi kargaşasından değil; medya, sızıntılar ve dış kaynaklar yoluyla kurgulanan bir etki operasyonundan doğmuş gibi görünüyor. Operasyon planlamasında doğrudan yer alan General Dan Caine, “İlk değerlendirmelerde çok ağır tahribat olduğu”nu söyledi. Ancak bu, bazı grupların saldırının başarısız olduğu anlatısını yaymasına engel olmadı. Bu ifşaatlar, sahadaki gerçeklerden çok yeni askerî eylemlere gerekçe üretmeye yönelik olarak değerlendiriliyor. Pete Hegseth’in belirttiği gibi, “Her haber kuruluşu, doğruluğu teyit edilmemiş bir ön değerlendirmeyi soluk soluğa haberlere taşıdı.” Bu tür ifşaatlar, kasıtlı olarak bir başarısızlık algısı yaratmak ve yeni askerî müdahaleleri meşrulaştırmak amacı taşıyor.
Tanıdık Mimarlarla Kurgulanmış Bir Kriz Mühendisliği
İran’daki nükleer tesislere yönelik saldırının ardından yaşananlar, sadece bürokratik bir anlaşmazlık değil; iyi bilinen bir “üretilmiş kriz” modelini gözler önüne seriyor. Trump’ın saldırının “inanılmaz bir zafer” olduğu iddiası, duruma içeriden erişimi ve motivasyonu olan kişilerce anında çürütüldü. Gizli bir raporun hızlı ve koordineli biçimde yayılması, buna eşlik eden İsrail kaynaklı mesajlar ve Amerikan siyasî gösterisi, içeriden gelen bir sabotajın işaretlerini taşıyor.
Sürekli savaştan çıkar sağlayanlar, ideolojik ve kurumsal güç ağlarıyla ittifak hâlinde olanlar, bir kez daha ulusal karar süreçlerini yönlendiren pozisyonda görünüyor. Tarih bize bir şey öğretiyorsa, bu yaşananlar bir sürecin sonu değil, yeni bir kampanyanın başlangıcıdır.
Operasyona dair sızdırılan istihbaratın kaynağı olan DIA (Defence Intelligence Agency) tamamen ABD çıkarlarına Hizmet eden ve ABD’li askerler tarafından yönetilen bir ajans. Çalışmaları ülkelerin askeri ve nükleer güçleri ve hedefleri alanında yoğunlaşıyor. Sızdırılan ve operasyonun başarısına gölge düşüren rapor, öyle görünüyor ki kurum içinde İsrail güvenliğini İran’la gelişecek çıkarlara tercih eden İsrail lobisinin destekleği birileri sızdırmış olmalı. Zira İsrail İran’ın nükleer güç elde etmesi konusunda çok endişeli ve bu konuda ABD nin yardımına muhtaç.
Öte yandan, İran’daki uranyumun tesislerden saldırı öncesi çıkarıldığı ve Rusya’ya gönderildiğine dair de haberler var. Dolsyısıyla sızdırılan istihbaratın doğruluğu olmakla birlikte İran’a daha öldürücü darbe vurulması gerektiğini düşününenlerle, İran’la savaş sonrası müzakere isteyen Trump ekibi arasında bir anlaşmazlık/çatışma olduğu görülüyor.